Aile şirketlerini diğer şirket türlerinden
ayıran birtakım özellikler vardır. Bu özellikler genel olarak aralarında kan ve
duygu bağı olan bireylerin diğer bir ifade ile aile üyelerinin bir çatı altında
birlikte iş görmesinden ve aileyi korumaya yönelik genel tutumlarından
kaynaklanmaktadır. Bu şirketleri belirleyici temel unsurlar aşağıda
sıralanmıştır.
Aile şirketleri, şirket tipleri içinde en özgün olan modeldir. Aile
şirkete dışarıdan müdahale ve etkide bulunmazken, içeride zaten işletmenin bir
parçası olarak görevde bulunur. Bu nedenle aile ilişkileri; şirketin yapısına,
stratejisine, konumuna ve dolayısıyla başarısına etki etmektedir (Smyrinos vd.,
1998: 51). Diğer bir deyişle, aile üyelerinin şirket kararlarındaki etkisi tüm
şirketin profilini etkileyebilmektedir (Astrachan vd., 2002: 48).
Aile üyeleri ne şirketi aileden ne de aileyi şirketten bağımsız
düşünürler. Bu sebeple bir aile şirketinin hikayesi aynı zamanda bir ailenin de
hikayesidir (Denison vd., 2004: 64).
Genellikle aileden en az iki nesil şirketin yönetimi ile
ilgilenmektedir. Anne/baba-çocuk ortaklıkları, kardeş ortaklıkları, kuzen
ortaklıkları ve sürekli olmayı başaran ortaklıkların bünyelerinde en az iki
nesili barındıran aile şirketleridir. Karı-koca ortaklılığı ile kurulan aile
şirketlerinde nesil farkı olmamakla birlikte yapılarında diğer özellikleri
bulundurmaları nedeniyle aile şirketi statüsünde değerlendirilmektedirler (
Karpuzoğlu, 2000: 73).
Aile şirketi, tek başına aile lideri, lider ve
eşi, lider ve çocukları ya da lider ve kardeşleri şeklinde çeşitli aile
üyelerinin varyasyonlarından da oluşabilmektedir (Fındıkçı, 2008: 17)
.Dolayısıyla aile şirketleri, aile ve şirket olmak üzere iki dinamikle açıklanabilmektedir
(Stafford vd.; 1999: 203).
Şirketin kurucusu aynı zamanda şirketin yöneticisidir. Bu kişiler
gösterdikleri başarı sebebiyle ailenin de yöneticisi olma rolünü
üstlenmektedirler (Karpuzoğlu, 2000: 20). Kurucular (girişimciler) , genel
olarak sağlıkları yerindeyken yönetimi bir başkasına devretmeyi düşünmezler.
Şirket sahibi olduklarından genel müdür ya da yönetim kurulu başkanlığının
kendileri tarafından yürütülmesinin normal ve gerekli olduğunu kabul ederler
(Ansay, 1971: 32 ).
Aile şirketleri genellikle aile bireyleri tarafından kurulduğundan
kapalı bir görünüm arz etmektedir (Ansay, 1971: 32 ). Diğer bir deyişle, aile
şirketleri zaman, enerji ve finansal kaynaklarını öncelikle aileden temin etme
eğilimindedirler. Bu sebeple kaynak temini bakımından kapalı bir görünüm arz
etmektedirler (Stafford vd., 1999: 203).
Şirketin ismi ve prestiji, aile üyelerinin ismi
ve prestijine bağlıdır. Diğer bir deyişle, aile üyelerinin her birinin elde
ettiği sosyal statü işletmenin ismi ve prestijine etki etmektedir (Stafford
vd., 1999: 203).
Şirketlerde yönetim ve hiyerarşik yapı bilgi ve
tecrübe ile belirlenirken, aileler de yönetim hiyerarşik yapı, yaş, güç
(fizyolojik ve psikolojik ) ve bazen ölüm durumu ile belirlenmektedir (Egan,
1991: 3). Aile üyelerinin şirket içinde güç ve pozisyon elde etmesi eğitim ve
deneyimden çok, aile içindeki güç ve pozisyona bağlıdır (Poza vd., 2004: 100).
Diğer bir deyişle, aile içi bağlar yönetimden sorumlu olan kişi ya da kişilerin
tayininde etkilidir(Yalçın, vd., 2004: 73).
Şirket politikası çoğunlukla aile çıkarları ile uyumludur. Ailenin
mevcut normlarının aile şirketlerinin önemli bir bölümünde kullanıldığı
görülmektedir. Genellikle aile varlığının ve bütünlünün korunması amacıyla
kurulan aile şirketleri, aile değer ve inançlarından
etkilenir. Diğer bir deyişle, ailenin değer ve inançları şirketteki iş yapış
biçimine, kişiler arası ilişkilere, işlerin yapılması sırasında kullanılan
yöntemlere kısacası örgüt kültürüne önemli ölçüde etki etmekte, aile ve şirket
değerleri özdeşleşmektedir (Drucker; 1974: 275).
Aile üyelerinin yaşadığı ayrılık, hastalık, ölüm; evlilik ve doğum
gibi olaylar şirkete etki eder (Vago, 2004: 76).
İstihdam yaratmada, ülke ekonomisine katkı
sağlamada, tüketici istek, ihtiyaç ve beklentilerine karşılık vermede önemli
bir rol üstlenen aile şirketlerinin kurulma nedenleri birbirinden farklılık
göstermekle birlikte aşağıdaki üç ana noktada ele alınabilir (Gersick vd.,
1997: 137):
Birinci neden, içinde bulunulan sosyal,
kültürel ve ekonomik çevredir. Bireyin içinde bulunduğu koşullar yeni bir iş
kurmasını teşvik edebileceği gibi, bazı koşullar bu durumu engelleyebilir.
Diğer bir deyişle, bireyin çalıştığı kurumdaki fırsatlar, sermaye olanakları,
yakın dost ve çevrenin iş ve bilgi sahibi olması gibi olumlu değerler bireyin
yeni bir iş kurma arzusunu arttırabilir. Öte yandan, yeterli sermaye
birikiminin olmaması, ekonomik istikrarsızlık, güvenilecek kişilerin mevcut
olmaması vb. durumlar yeni bir şirket kurma eğilimini azaltabilir. Bu durumda
bireyi teşvik eden güçlerin fazla olması durumunda, kişi yeni bir iş kurmaya
teşebbüs edebilir.
Bireyleri kendi işini kurmaya iten ikinci bir
unsur; kendi işini yapabilme, bağımsız kararlar alabilme, başkalarını sevk ve
idare edebilme isteğidir. Bunun yanı sıra yöneticiler ile yaşanılan
anlaşmazlıklar, durağan kariyer durumu girişimcilik isteğini destekleyen diğer
nedenlerdir.
Üçüncü neden ise; bireylerin aileye ait mal
varlığını korumak ve bu mal varlığını arttırarak diğer nesillere ulaştırma
isteğidir. Birey işi kurarken ailesinin ve çocuklarının geleceğini güvence
altına alma güdüsü ile de hareket edebilir. Çünkü şirkette hem aile bireyleri
istihdam edilerek iş sahibi olur, hem de elde edilen gelir ile ailenin
ihtiyaçları karşılanır (Gersick vd., 1997: 136-137).
Merhaba arkadaşlar. Aile ile iş yapmanın psikolojinize, yükselişinize ve evliyseniz kendi ailenizde doğuracak sıkıntıları yazım yanlışlarımla kendi dilimde anlatmaya çalışacağım.
Ben 32 yaşında bir aile işletmesinin işletmecisiyim desem daha doğru. Şuan ki psikolojim üstünden geçmişte yaptığım hatalardan size biraz bahsetmek istiyorum.
İlkokul çağlarımda babamın esnaflık yaptığı dönemde topadığı paraların hepsini kendimizin sanmamla iş hayatına atıldım okulu bırakıp. Bunu babamın kabul etmesi biraz şaibeliydi ama çokta umrumda değildi ben para kazanacaktım babama çırak lazımmış sonradan anladım. Gel zaman git zaman yeni ortaklıklar ve ortaklardan ayrılmalarla yaralandık, sendeledik, düştük ve kalktık. Baktığımda gördüğüm en çok beni kandıran durum ciroyu kar zannetmem. Neyse çok uzatmadan biten ortaklıklardan sonra kendi kendimize çıktığımız bu yolda yanlış yatırım ve covid-19 dan sonra sallantıya girdik. Borcumuzu kiramızı ödemeye zorlanır olduk ve gördüğüm şey bunlar benim suçummuş gibi ailemin beni yalnız bırakması. Bu iş yeri iş yaptığında herkesin başarısı ( tamamen dükkanda yalnızım) başarısızlık tamamen benim suçum. Ne 8 aylık çocuğumla sağlıklı vakit geçirebiliyorum ne kendi evliliğimde nede hayatımda huzur var. Her gün uyandığımda başarısız olduğuma kendimi inandırıyor göğüsümde öküz oturuyormuş gibi doşlaşıyorum. Babamın hastalığından dolayıda onada birşey söyleyemeyip içime atıyorum.
Size bunları yaşamamanız için ön gördüğüm tavsiyeler;
1) İşinizle ilgili düşünceleri iş yerinden çıktığınızda orada bırakın.
2) Kazancınız ve gelecekle alakalı planlarınız sizi ilgilendirir. Bunu aileniz dahil kimseyle paylaşmayın. Başarı herkesin başarısızlık sizin suçunuz.
3) Olduğunuz yerde mutlu değilseniz orayı terk edin. Unutmayın terk etmezseniz bir süre değil bir ömür mutsuz olacaksınız.
4) Maddi konuları eşinizle konuşmayın.
5) Kimseyi kırmamak için kendinizi üzmeyin. Unutmayın yalnız doğdunuz yalnız öleceksiniz.
6) Aileyle iş yaptığınızda hesabınızı kitabınızı ayırın.
7) Kendiniz için biriktirip o parayla yatırımınızı yapın ki kimse hakkım var diyemesin
Daha çok doluyum yazarım ama sizide ilk yazımda sıkmak istemiyorum. Lütfen iyi veya kötü yorumlarınızı yapın ve tavsiyeler verin ki hepimiz faydalanalım.
Herkese Bol Kazançlı ve Mutlu Günler.
Kaynak:https://girisimcikafasi.com "FatihSarıkavak"
02.10.2020
Sizlere Ekim 2017’den bu yana geçirdiği tüm süreçlerle ve önemli gelişmeleriyle ilgili yer verdiğimiz girişimlerden Nanomik, özel olarak aldığımız bilgi doğrultusunda, Avrupa’da faaliyet gösteren dikey hızlandırıcılardan Rockstart‘tan 100 bin Euro yatırım aldı ve programa dahil oldu.
Buse Berber Örçen ve Arda Örçen tarafından kurulan yerli girişim Nanomik, meyve-sebzelerin raf ömürünü uzatan ürünler geliştiren bir biyoteknoloji girişimidir.
Rockstart ise; yeni teknolojiler, enerji, tarımsal gıda ve sağlık alanlarındaki girişimlere hem yatırım yapıyor hem de bir hızlandırma programına dahil ederek onların tüm ihtiyaçlarını karşılayarak büyümesini sağlıyor.
Nanomik’in; Çiftçilere, HORECA sektörüne ve son kullanıcıya olmak üzere üç tüketici grubu için ürünleri bulunuyor. Bu noktada girişim, meyve-sebzelerin tarladan soframıza gelene kadar tüm süreçteki doğal korunmasını sağlıyor. Arda Örçen’den aldığımız bilgi bu ürünler meyve-sebze üzerinde kullanıldığında yüzde 99’a kadar bakterilerden arındığı söyleniyor.
Nanomik, bu yatırımla birlikte globale açılma noktasında ilk büyük atılımını yapacak ve Avrupa’daki faaliyetlerini hızlandıracak. Yeni gelişmeleri oldukça da sizlere aktarmaya devam edeceğiz.
Kaynak: egirisim.com
Tarih: 09.09.2020
ABD merkezli anlık kimlik doğrulama platformu Berbix, 9 milyon Dolarlık Seri A turu yatırım turunu tamamladı. Yatırım turunu yöneten Mayfield dışında bu tura Initialized Capital, Y Combinator ve Fika Ventures gibi mevcut yatırımcılar da katıldı. Alınan yatırım, operasyon boyutunu iki katına çıkarmak ve toplu işe alımlar yapmak için kullanılacak.
Berbix, 2018 yılında eski Airbnb güvenlik ekibi liderleri olan Eric Levine ve Steve Kirkham tarafından kuruldu. Şirket, insan gözünün algılayamayacağı sahtekarlığı anında tespit etmek için makine öğrenimi tekniklerini kullanan, manuel inceleme sürecini değiştiren ve bir kimliği iki saniye içinde doğrulayan bir kimlik doğrulama aracı geliştirdi.
Berbix kurucularından Levine, kimlik doğrulama için mevcut araçların ya çok pahalı ve kullanması zahmetli olduğunu ya da doğrulama sağlamak için yaklaşık beş dakika zaman kaybının olduğunu belirtiyor. Berbix’in aracı bir müşterinin web sitesine yerleştiriliyor ve kişilerin kimliklerinin ön ve arka fotoğraflarını güvenli bir şekilde sağlamasına olanak tanıyor. Sistem, yaş veya geçmiş kontrolü için gereken bilgiler gibi diğer faktörleri de kontrol ediyor.
McKinsey, iki yıl önce oluşturduğu raporunda kimlik doğrulama hizmetinin 2022 yılına kadar 20 milyar Dolarlık bir pazar olacağını bildirdi. Yazılımdaki teknolojik gelişmeler artık sahte kimlikleri ve diğer dolandırıcılık türlerini en iyisinden daha hızlı, ucuz ve etkili bir şekilde tespit edebiliyor. Gigya CEO’su olarak güvenlik sektöründe yaklaşık 15 yıl geçiren Salyer, Pazar açısından geçtiğimiz altı ayın bize daha önce çevrimdışı olarak yapılan işlerin artık dijital olarak yapıldığını ve gelecekte dijital olarak devam etme tercihiyle yapıldığını gösterdiğini söyledi.
Kaynak:egirisim.com
29-08-2020
Türkiye'nin ilk unicorn'u olan Peak Games, geride bıraktığımız Haziran ayında Zynga'ya satıldı. Zynga, bunun için tam 1,8 milyar dolarlık rekor bir anlaşma imzaladı. Ancak bu hamle Zynga'yı durdurmuşa benzemiyor. Zira, bir başka oyun şirketi Zynga bünyesine geçmek üzere. O şirket, Rollic Games'in ta kendisi.
G Knots 3D, Tangle Master 3D ve Repair Master 3D gibi mobil oyunları bulunan Rollic, Reuters'ın aktardığına göre 168 milyon dolar nakit karşılığında Zynga'ya satılacak. Ancak anlaşma bununla da bitmeyecek. İlk etapta Rollic'in yüzde 80'i Zynga'a geçecek. Geriye kalan yüzde 20'lik bölüm ise 3 yıl içinde kademeli olarak Zynga'ya katılacak. 3 yıl sonra ise şirketin tamamı Zynga bünyesinde faaliyetlerini sürdürmeye başlayacak. Zynga İcra Kurulu Başkanı Frank Gibeau ise anlaşma hakkında bazı açıklamalarda bulundu.
Frank Gibeau, Rollic'in de bulunduğu hypercusual türü mobil oyunların, mobil cihazlarda en hızlı büyüyen kategori olduğunu söyleyerek, satın almanın yeni kullanıcılar kazanmak adına harika bir yol olduğunu belirtti.
KAYNAK: mynet.com
06.08.2020
Ponicode, bilgisayar programlarının çeşitli işlevlerini test eden yapay zeka ve makine öğrenimine dayalı bir platformdur. Bilgisayarlardaki sıkıcı, zaman alıcı görevler noktasında geliştiricileri rahatlattığı söyleniyor.
Platform, öğrendiği milyonlarca kod satırından edindiği bilgileri kullanarak; birim testleri oluşturulmasına ve geliştiricilerin daha az hatalı kod sunabilmesi noktasında iyileştirmeler öneriyor. Böylelikle rutin işleri hızlandırmış oluyor ve dolayısıyla geliştiricilerin iş geliştirmede daha etkin olmasına olanak sağlıyor.
11 kişilik mühendis bir ekibe sahip olan Ponicode, Mayıs 2020’de Microsoft’un AI Factory programına kabul edildi. Yapay zeka alanında Avrupa’da, çözümünü geliştirdiği noktada lider olmak istiyor. Yakında yeni ürünler sunması da bekleniyor.
Aldığı yatırım ile Ponicode, Ar-Ge ekibini güçlendirecek ve yatırımı mümkün olduğunca iyi kullanarak şirketin ihtiyaçlarını giderecek. Amaçları arasında ekibini 1 yıl içerisinde yaklaşık iki katına kadar çıkarmak istiyor. Ayrıca ne zaman olacağı tam açıklanmasa da, ABD pazarına girmek için çalışmalara başlamış durumda.
Ponicode, AI uzmanı Patrick Joubert tarafından kurulan üçüncü şirkettir. 2011 yılında Cloud teknolojisinde uzmanlaşmış ve daha sonra 2014
Uluslararası Denetim, Vergi ve Danışmanlık şirketi KPMG, küresel sağlık sektöründeki değişimi inceledi. KPMG’nin hazırladığı rapora göre, sağlık hizmetlerindeki yüksek maliyetleri düşürmek isteyen devletler, yaşam kalitesini yükseltecek ve hastane ziyaretlerini azaltacak politikalar geliştiriyor.
KPMG’nin hazırladığı rapora göre yaşlanan nüfusla birlikte artan hizmet talepleri sektörde baskı oluşturuyor. 2030 yılına kadar dünya genelindeki 60 yaş ve üzeri nüfusun 1,4 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Halen 80 yaş ve üzerindeki nüfus 125 milyon. 2050’de bu sayının 434 milyonu bulması bekleniyor. Yaşlanan nüfus, sağlık hizmetlerindeki talebin ve maliyetin ciddi şekilde artmasına yol açıyor. Küresel sağlık sektöründe, sağlık hizmetlerinin merkezi yapılardan uzaklaşıp evlere dağıldığı görülüyor.
KPMG Türkiye İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Hakan Orhan, ABD ve Avrupa merkezli gelişmeler hakkında şu bilgiyi verdi: “Yüksek nüfus artışı ve artan talep, hem sağlık hizmeti veren kuruluşları hem de devletlerin sağlık bütçelerini zorluyor. Küresel ölçekte hastane dışı sağlık hizmeti danışmanlığı alanında harcanan paranın yüzde 59’u kamu sektörü müşterilerinden gelmiş. Sistemin sürdürülebilirliği için işleyişin değişmesi gerekiyor. Hastanelerin acil servisleri çok yoğun çalışıyor oysa bazı şikayetlerin hastaneye gelmeden de tedavi edileceği görülüyor. Yapılan araştırmalar, hastaların hastaneler dışında toplum bazlı sağlık kuruluşları tarafından iyileştirilebileceğini gösteriyor. Bu sistemde, insanların sağlıklı bir yaşam sürmesi ve sağlık hizmetleri üzerindeki baskının azaltılması amaçlanıyor. Entegre Sağlık Sistemi adı verilen bu yöntemde, tek seferlik tedavi uygulamak yerine hastanın genel sağlık durumunu merkeze alan bir anlayıştan yola çıkılıyor. Hastane dışı hizmetler için üç aşamalı bir model var; hastane öncesi, hastane dışı ve hastane sonrası diye ayrılıyor. Hastane öncesinde; kişinin sağlıklı yaşam konusunda bilinç kazanması ve zorunlu olmayan hastane ziyaretlerinin azaltılması hedefleniyor. Hastane dışında; hastaların eczaneler, ruh sağlığı ya da aile sağlığı merkezleri gibi yerlerden faydalanması bekleniyor. Hastane sonrası ise hastanede tedavi görmüş kişilerin iyileşme sürecinin evden yürütülmesini destekliyor. ABD’deki birçok hastane şimdi hastaları evde ziyaret edecek doktor, hemşire, diyetisyen, vaka yöneticisi, eczacı ya da tıbbi destek personeli sağlıyor. Düzenli ev ziyaretleri ve sağlık ihtiyaçlarının sık karşılanması kişilerin acil servislere veya hastanelere gitmesini azaltıyor. Böylece maliyet düşüyor. “
Robot Refakatçiler Hastane Sonrası Bakımı Üstlenecek
Rapora göre teknoloji, geleneksel hizmet modellerini değiştiriyor, sistemde entegrasyonun artmasında etkili oluyor. Sektörde inovatif çözümler sunan örnekler artıyor. Telefon uygulamaları üzerinden hasta rehberliği, giyilebilir medikal teknolojiler, uzaktan teşhis ve reçete imkanı, hasta iletişim ağları, sensör aracılığıyla uzaktan hasta takibi, biyometrik veri akışı sağlayan çipler bunlardan bazıları. Ayrıca teknoloji hastaların hastane sonrası bakımları için robot refakatçilerle çözüm sunuyor. Böylece hastanın taburcu edilebileceği anda nekahat dönemini evinde geçirmesi imkanı sağlanıyor, hastanede bakım için uzun yatış süreleri ortadan kalkıyor.
Hakan Orhan, inovatif yaklaşımların sağlık sektörünü radikal şekilde değiştirdiğini belirterek, “Sağlık sektöründe her ülkenin yeni modellere ihtiyacı var. Bu modellerin dijital çözümlere ve hastaların eğitilmesine dayalı olması gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: girisimhaber.com
07.07.2020
60 milyon dolar değerleme ile yeni yatırım turunu tamamlamaya hazırlanan Meditopia , dün atılan imza ile 15 milyon dolar yatırım aldı.
Geçtiğimiz günlerde Meditopia'nın 60 milyon dolar değerleme ile yeni yatırım turunu tamamlamaya hazırlandığını sizlere aktarmıştık. Meditopia, dün tamamlanan yatırım turunda 15 milyon dolar yatırım aldı.
Şirket tarafından henüz bu konuda resmi açıklama yapılmamış olsa da; aldığımız duyumlara göre girişimi destekleyen yatırımcılar arasında Spotify'ın da yatırımcısı olan Creandum yer alıyor.
Bu arada yabancı yatırımcıların Meditopia'ya daha önce de ilgi gösterdiğini hatırlatalım. Özellikle bir önceki yatırım turunda Meditopia'nın yatırımcıları arasına ABD'den Vela Partners, Almanya'dan Atlantic Labs katılmıştı.
Girişimin hali hazırda yatırımcısı olarak bir önceki yatırım turuna katılanlar arasında ise Teknasyon Kurucu Ortakları Burak Sağlık, Mustafa Sevinç, Mustafa Vardalı, Alper Akcan, Sinan Güler ve Murat Balcı yer almıştı.
Bu noktada girişime ilk turunda 180 bin dolarlık yatırım yapan StartersHub, Ebru Dorman, Alper Akcan ve Tülin Karabük'ü de hatırlatmakta fayda var.
Covid-19 salgını döneminde meditasyon uygulamalarına gösterilen ilgi ile birlikte, Meditopia'nın da bu süreci ciddi bir başarıyla tamamladığını söylemek mümkün.12 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan girişim, görünen o ki; yeni pazarlarda büyümeye devam edecek.
26.06.2020
Amazon'un kurucusu ve CEO'su Jeff Bezos'un serveti bu dönemde 24 milyar dolar arttı ve toplamda 138 milyar dolara ulaştı.
Corona virüs salgını nedeniyle internet üzerinden alışverişlerde yaşanan patlama, Amazon'un hisselerinin değerlenmesine neden oldu. Amazon'un kurucusu ve CEO'su Jeff Bezos'un serveti bu dönemde 24 milyar dolar arttı ve toplamda 138 milyar dolara ulaştı.
Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre Jeff Bezos dünyanın en zengin kişisi ünvanını elinde tutmaya devam ediyor. Zira Amazon, hala içinde bulunduğumuz salgın sırasında, özellikle insanlar evlerine kapanınca artan online alışveriş nedeniyle ciddi bir kazanç sağladı. Hatta şirket geçtiğimiz günlerde, artan taleple başa çıkabilmek için binlerce yeni insanı işe aldı. Ancak tüm bunlara rağmen Amazon, okların hedefi olmaktan kurtulamadı. Şirket, her ne kadar bu dönemde istihdam sağlıyor olsa da kullanıcılar tarafından olumsuz geri dönüşler de alıyor.
Geçtiğimiz günlerde Amazon'un eski müşterilerini kaybetmemek adına, yeni müşterilerini bekleme listesine aldığı haberini sizlerle paylaşmıştık. Bunun nedeni ise Amazon kapasitesini yüzde 60 civarında arttığı halde tüm siparişlere dilediği hızda yetişememesi olarak açıklanmıştı. Şirket mevcut müşterilerine daha iyi bir hizmet vermek için böyle bir önlem almayı tercih etmişti. Bunun yanı sıra Amazon'un çalışanlarının sağlığı için Covid-19 test laboratuvarı kuracağını da hatırlatalım.
Amazon, her geçen gün farklı bir yenilikle karşımıza çıksa da Jeff Bezos, 2017'den beri değişmeyen bir şekilde dünyanın en zengin insanı ünvanını elinde tutmayı başarıyor. Bezos'un Amazon hisselerinin yüzde 11'ine sahip olduğunu da bu noktada hatırlatalım.
24.06.2020